KEMAL ANADOL’UN KARABURUN PROJESİ

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
1941 doğumlu. Haftanın üç günü dialize giriyor ama zindeliğinden bir şey yitirmişe benzemiyor. Kimden mi söz ediyorum? Davet edildiği adreslerde beş dönem yaptığı milletvekilliği anılarına değinmenin yanı sıra CHP’nin hafızası olarak/ siyasetin bir bilen abisi olarak önerilerde bulunan, uyarıcı konuşmalara imza atan, Zihni Anadol’un oğlu Kemal Anadol’dan… Siyaset, onunla etle tırnak olmuş gibi ama öte yandan da edebiyatçı kimliğiyle romanlarını yazıyor. Geçtiğimiz günlerde yeni romanının eksiklerini tamamlamak için üç günlüğüne Midilli’ye gittiğini söylersem onun yazarlığı hakkında da önemli bir bilgiye ulaşmış olursunuz kanımca. Ezcümle, Cumhuriyet’in ve CHP’nin önemli kazanımlarından biri Sayın Anadol. İyi ki Bostanlı’da yaşıyor da ben de sık sık telefonla konuşarak, evine giderek ondan bir şeyler öğrenerek yaşamımı zenginleştirebiliyorum. Bu da benim şansım! Gidip geldiğimiz Manisa, Bergama gibi şehirlerimizde, söyleşi için geldiği Mehmet Atilla Kitaplığı’nda ona gösterilen ilgi/ sevgi ve saygıya tanık olunca ne kadar çok sevildiğini de yakından gözlemlemiş oluyorum. Edilgen çatılı bir kimliğin değil hep etkin olmuş bir kimliğin sahibi o! Aktif siyaset yıllarında da ben onu hep lokomotif olarak izledim. Düşünce üreten, projelere kafa yoran biri… Yıllar önce Hüseyin Mutlu Akpınar’a Osman Nuri Koçtürk’ün kimliğini iyi ki anlatmış. Bugün onun sayesinde ‘ Tarhana Osman ‘ büstüne sahip Karşıyaka. Biliyor muydunuz ey Karşıyakalı hemşerilerim? Kim mi Tarhana Osman? Karşıyakalı bir beslenme uzmanı/ yazar ve AYDIN. Sözcüğün tam anlamıyla bir AYDIN. Gıda emperyalizmi, adlı kitabını 1974’te okumuş ve hayranı olmuştum onun. Karşıyaka’da büstü varsa, bu Kemal Anadol’un önerisiyle gerçekleşti. Yusuf Nalkesen’le ilgili projesine de umarım ilgililer gereken önemi gösterirler. * Ya bir telefon konuşmamızda ya da evine gittiğimde anlatmıştı Karaburun’la ilgili projesini. ‘’ Karaburun’a Şeyh Bedrettin- Börklüce Mustafa-Torlak Kemal gibi halk önderlerinin mücadelesini anlatan bir anıt ne kadar da yakışır!’’ demiş ve bu konudaki düşünü herkese anlatacağını söylemiş, ilerleyen günlerde de Eskişehir’de bu projesini Yılmaz Büyükerşen’e anlatarak onun da desteğini istemişti. Eskişehir dönüşünde de büyük bir heyecanla Yılmaz Büyükerşen’in önerisine evet dediğini, heykelin yapılması konusunda da herhangi bir istekte bulunmaksızın destek olacağını söylemişti. ‘’ Bize düşen; İzmir’in bilim- sanat-edebiyat insanlarının da desteğini alarak bu girişim doğrultusunda Karaburun ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlarıyla görüşmek, onların olurunu almak…’’ demişti. İlk adımı da Hidayet Karakuş’u evine davet ederek atmıştık. Daha sonra ben TBP Başkanı / Emekli Milletvekili Erdal Karademir’le konuşmuştum. Çünkü yıllardır yaz tatillerini Karaburun’daki evinde geçiriyordu Erdal. Karaburun’la ilgili söyleyecekleri olanların başında geliyordu o. Araştırmacı-Yazar Efdal Sevinçli, can dostum Ardahan Totuk (Emekli Vali Yardımcısı) ile de konuştuktan sonra sıra bu konuyu görüşmek üzere Sayın Cemil Tugay’dan randevu almaya gelmişti. Yıllarca bürokratlık yapmış olan/ Bayındır Belediye Başkanlığı için soyunduğu dönemde bir talihsizlik yaşayınca aktif siyasete ara veren ama hâlâ partisinin her etkinliğinde görev almayı sorumluluk bilen Ardahan Totuk’un girişimiyle o işi de çözdükten sonra 30 Nisan’da Cemil Tugay’ın karşısındaydık. İzmirli bilim çevrelerinin yakından tanıdığı Profesör Doktor Mustafa Kaymakçı’nın aramızda bulunması bizler için büyük bir kazançtı, demeyi de ihmal etmemiş olayım. Ne zamandan beri bu değerli hocamızla tanışmak istemiş ama bir türlü görüşememiştim. Şükür, o da 72. yaşıma kısmetmiş. Kemal Bey, önceden Karaburun Belediye Başkanı İlkay Hanım’ın ‘ olur’unu almıştı zaten. Çok olumlu bir havada geçen buluşma/ görüşme Cemil Tugay’ın da konuya sahipleneceğine dair konuşmasıyla son buldu. Böylelikle dilekçemiz resmiyet kazanmış oldu. Sözü edilen üç halk önderinin kimliklerine gelince… Şeyh Bedrettin, 3 Aralık 1359 Ammovouno ( Yunanistan) doğumlu. Google’da onun için şunlar yazılı: ‘’ Şeyh Bedreddin Mahmud, Bedreddin Simâvî ya da Sîmavnalı Bedreddin, İslâm Tasavvufunun Vahdet-i Vücud okuluna mensup mutasavvıf, filozof, Osmanlı kazaskeri. Şeyh Bedreddin İsyanı diye bilinen dini ve siyasi ayaklanmanın lideri.Bu isyan, Osmanlı’da yaşanan ilk sosyal ve dini içerikli isyan olarak biliniyor. Yakalanıp 1420 yılında Serez’de ( Yunanistan) idam ediliyor. Börklüce Mustafa: Şeyh Bedrettin’in müridi. 14. Yüzyılın ikinci yarısı ile 15. Yüzyılın başında yaşamış olan, 1415-16 yıllarında Karaburun Yarımadası’nda çevresine topladığı Türkmen köylüler, Rum denizciler ve Yahudi tüccarlar ile fahiş vergilere ve haksızlıklara isyan eden Türkmen/ Alevi halk önderi. Tutsak edilip çarmıha gerilerek öldürüldü. Torlak Kemal: Doğum tarihi bilinmiyor. Ölümü 1419. Börklüce Mustafa ile Şeyh Bedreddin İsyanına katılan halk önderi. Üçü de devrimci! ‘’ İnsanlar eşittir. Kiminin servet sahibi olması, kiminin ekmeğe bile muhtaç kalması tanrısal amaca aykırıdır.’’ diye düşünen üç devrimci… Mustafa Kaymakçı’nın Ege’de Son Söz gazetesi’ndeki şu sözleri Kemal Anadol’un Projesini özetliyor gibi: ‘’… Şeyh Bedreddin ve arkadaşları anısına dikilecek bir anıt, bu topraklarda başlatılan eşitlikçi bir düzen arayışına sahip çıktığımızı ve onların mücadelesini anayasamızın sağladığı olanaklar ve günümüz gerçekleri ışığında sürdüreceğimizin bir göstergesi olacak. Yıllarca sürüncemede kalan bu konuya tüm yurtseverlerin sahip çıkmasını diliyorum.’’ * Haksızlıkların, hukuksuzlukların tavan yaptığı, yolsuzluk ve usulsüzlüklerin Çin’in Mançurya’sından duyulduğu, diplomasızların Cumhurbaşkanı yapıldığı günlerin Türkiye’sinde emekli bir milletvekilinin bu projesini Türkiye’nin Batı’ya açılan penceresi İzmir’deki halkçı iki belediyenin el ele vererek hayata geçireceğine olan inancımız sonsuzdur! * 2010 yılında kurulmuş olan ‘Şeyh Bedreddin ve Börklüce Mustafa Kültür- Sanat ve Dayanışma Derneği ‘ne, daha önce 27 Aralık 2024’te Şeyh Bedreddin ve Börklüce Mustafa’nın anısı ve mücadelesini canlandıran bir anıtın Karaburun’a dikilmesini öneren Mehmet Şakir Örs’e de bir teşekkür borcumuz olduğunu unutmuyorum.
 
Geri
Üst