A
Admin
Yönetici
Yönetici
Kasımpaşa ile Trabzonspor arasında oynanan mücadele, futbolun coşkusunu tribünlere taşıdı ancak sahadaki adalet tartışmaları gölgeleri de beraberinde getirdi. Havanın, seyircinin ve atmosferin kusursuz olduğu bir gecede hakem kararları maçın önüne geçti. Futbolun büyüsünü yaşamak isteyenler için İstanbul'da oynanan Kasımpaşa - Trabzonspor karşılaşması adeta bir futbol şölenine sahne oldu. Gecenin başlangıcında tüm şartlar, unutulmaz bir maç için hazırdı. Gökyüzü açık, saha zemini pırıl pırıl, tribünler ise heyecanla doluydu. Kasımpaşa ve Trabzonspor taraftarları adeta görsel bir şölene imza attı. Renkli pankartlar, coşkulu tezahüratlar ve birlikte söylenen marşlarla maç daha başlamadan atmosfer zirveye taşındı. Lise öğrencilerinin maç öncesi gerçekleştirdiği müzik performansı da takdire şayandı; genç yeteneklerin sahne aldığı o anlar tribünlerde büyük alkış aldı. Karşılaşmaya gösterilen ilgi sadece futbolseverlerle sınırlı kalmadı. Eski bakanlar, kaymakamlar ve çeşitli kamu bürokrasisinden isimlerin yanı sıra A Milli Takım Teknik Direktörü Vincenzo Montella da yardımcılarıyla birlikte maçı tribünden takip etti. İtalyan teknik adamla yaptığımız kısa sohbette, Kasımpaşa’nın Kemerburgaz’daki antrenman tesislerinin mükemmel olduğunu dile getirdi. Ayrıca, stadın da bu seviyeye getirilmesi gerektiğini vurguladı. Montella, Kasımpaşa’nın ilk yarıda etkili bir oyun ortaya koyduğunu ve çok sayıda net gol pozisyonundan yararlanamadığını söylerken, genç oyuncu Yasin hakkında ise oldukça umutlu konuştu. “Yasin, milli takım oyuncusu. Aston Villa’da da başarılı olacaktır. Evet, orası daha sert bir lig ama kalitesi buna yetiyor,” ifadeleriyle hem oyuncuya hem de onun geleceğine olan güvenini ortaya koydu. Maç başlamadan hemen önce Elit B Ligi'nde şampiyonluk elde eden Kasımpaşa’nın genç futbolcuları, kupalarını tribünlerle buluşturarak adeta geleceğe dair umut verdi. Tribünlerin bu gençlere gösterdiği sevgi seli, Türk futbolunun alt yapıya verdiği önemin ne denli değerli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Böylesine coşkulu bir atmosferde başlayan maçın sonunda ise ne yazık ki aynı olumlu duygularla ayrılmak pek mümkün olmadı. Karşılaşmayı yöneten hakem üçlüsü, özellikle Halil Umut Meler’in kararları geceye damga vurdu. Kasımpaşa lehine verilmeyen penaltı, tribünlerde büyük tepki toplarken sahada da oyuncuların morali gözle görülür biçimde etkilendi. İki takımın da hakemlere yönelik eleştirileri, yönetimin tarafsızlığına dair soru işaretlerini beraberinde getirdi. Bu soruların başında da şu vardı: Bu kararlar kötü niyetin mi ürünüydü, yoksa hakemlerin kapasitesi bu kadar mıydı? Hakemin vücut dili, faul kararlarındaki çifte standart ve sarı kartlardaki tutarsızlık, sanki Trabzonspor isminin ağırlığından çekinildiği izlenimini yarattı. Bu maçta gördük ki, bazı hakemler güçlü takımlar karşısında daha temkinli davranıyor, bu da sahada eşitlik ilkesinin zedelenmesine yol açıyor. Ne yazık ki, sezonun bu kalan kısmı da aynı hakemlerle tamamlanacak gibi görünüyor.