A
Admin
Yönetici
Yönetici
Son Mühür / Atakan Başpehlivan Ekonomist İris Cibre, 19 Mart tarihinde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na ve ekibine yönelik düzenlenen yolsuzluk operasyonlarının piyasalara ve ekonomiye yansımalarını değerlendirdi. Cibre, sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımda işlerin yavaş yavaş yoluna girmeye başladığı aşamada 19 Mart operasyonun yaşandığını vurguladı. İris Cibre: Yeni hikaye lazım dedik Türkiye'de yaşanan son gelişmelerle beraber ekonomide çok sert bir yavaşlama beklediğini vurgulayan İris Cibre, ciddi bir işsizlik ile karşı karşıya olunacağını öne sürerek, "2023 seçimleri ve yeni ekonomi yönetimiyle hepimiz, 2024'te bizi durgunluk ve işsizlik bekliyorduk. Fakat, 'negatif reel faiz politikasının sonucunda bu politikalar uygulanmalı, bir süre sonuçlarına katlanacağız' diyorduk. Sonra iş yerel seçime kaydı, sonra hızlı rezerv birikimi dolayısıyla Merkezin parasallaşma yaratması, hazinedeki sıkılaşamama derken 2 sene sallan yuvarlan ve dezenflasyonist sürecin başlayamaması ama reel sektörün yüksek finansman maliyetleri ile erozyona uğraması ile geçti. Yeni hikaye lazım dedik, Avrupa'dan geldi. Tam, yavaş yavaş işler yoluna girmeye başlayabilir derken 19 Mart. Şimdi durum şu; Çok sert bir yavaşlama, iflaslar ve işsizlik bizi bekliyor. 2024'te olması gereken, bu yıl çok daha birikmiş bir etki ile vuruyor olacak.Global ters rüzgarlar ve önemli ölçüde güven erozyonu rezerv birikimini sekteye uğratıyor. Don ve kur atağı dolayısıyla Nisan Mayıs enflasyonu bize 'acaba stagflasyon mu geliyor' dedirtebilir. Fakat, beklenen sert yavaşlama bir yandan da, 2. yarı sonrası, acı bir şekilde dezenflasyon sürecini başlatabilir." diye konuştu. "Yakın zamanda kur atağı beklemiyorum" Öte yandan, yakın zamanda bir kur atağı beklemediğinin altını çizen Cibre, şu ifadeleri kullandı: "Görünen şu; Faizler mecburen 2025'te ortalamada yüksek kalmaya devam edecek. Yakın zamanda kur atağı beklemiyorum. Fakat, rezervlerin tükenmesi ve lokal swapların tekrar açılması riski önümüzde. Bu risk ile beraber, Merkez yine de kısa olmayan bir süre piyasaya müdahaleyi rahatlıkla başarabilir. Fakat, bireysel talep de rezerv dolayısıyla tetiklenebilir. Ekonomi gidişatına olan kısıtlı güvenin toptan yok olması ise ekonomi yönetiminin işini daha da zorlaştırıyor olacak."