A
Admin
Yönetici
Yönetici
21 yıl önce iki çocuğunu öldüren, bir diğerini yaralayan, iki kez müebbet hapse mahkum edilen, 16 yıl yattıktan sonra infaz yasasındaki değişiklikler nedeniyle salıverilen 66 yaşındaki sıtarasız Selçuk Tengioğlu, geçtiğimiz günlerde CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e saldırdı ya… Hırsızlıktan ve tehdit gibi adi suçlardan da sabıkası olan bu sıtarasız adamın eylemi sonrasında Devlet Bahçeli’nin sözleri şöyle: ‘’ Fiziki saldırıya uğrayan bir siyasi kurumun yöneticisine geçmiş olsun diyorum.’’ Bunu söyleyen kişi bir siyasi partinin genel başkanı… Recep Tayyip Erdoğan’ın hık deyicisi… Avukatlığını ya da sözcülüğünü yaptığı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bu eylem öncesindeki bir sözü şöyleydi: ‘’… Bakalım Cumhurbaşkanlığı hevesi yolunda daha kaç CHP’li telef olacak?’’ Cumhurbaşkanı, doğru olan CeHePe demek varken CeHaPe diyerek Türkçe konusundaki cehaletini sürdürüp ilkokul çağındaki öğrencilere kötü örnek olurken ekürisi de nezaket konusunda ondan geri kalmıyor. İkisi de kötü örnek oluyor toplumumuza. İnsan, 9 Eylül 1923 doğumlu bir siyasi partinin adını anmak varken ‘’ Bir siyasi kurum’’ diye söz ediyorsa CHP’den, buna saygısızlık denir benim bildiğim. CHP Genel Başkanlarına saldıranlara baktığımızda karşımıza ya katiller çıkıyor ya inek hırsızları ya da meymenetsiz tipler… Kolay kullanışlı tipler! İnek hırsızı olanı bazı çevreler de ‘ kahraman ‘ ilan etmişti anımsayacak olursanız… * Muhafazakarlıkta bir numara olan bir siyasi partinin yönetimindeki Türkiye’de akla gelmez yolsuzluklar/ hırsızlıklar yaşanırken öte yanda da sosyal medyada görüldüğü gibi her türden ahlaksız yayınlar almış başını gidiyor. ‘’ Önden mi arkadan mı?’’ sorusu soruluyor elinde mikrofonu olanlarca kadınlara kızlara… Ve buna benzer daha nice ahlaksızlıklar… Yüzümüzü kızartan sorular ve yanıtlara tanık oluyoruz hergün. Aile, böyle mi korunur? Yeni kuşaklara böyle mi örnek olunur? Neden bu türden yayınlara son verilmez de aksine yaygınlaştırılır! Din, bayrak, ezan, vatan denilip dururken oluyor bunlar. Sosyal medyada biri sormuş:’’ Menzil Şeyhi öldü. 17 milyar dolar serveti çıktı. Papa öldü, hiç serveti çıkmadı. Bu durumda Para İslâm’da mı? ‘’ Bence yanıtı verilmesi gereken bir soru. Menzil Şeyhi, sanayici miydi tüccar mı yoksa toprak ağası mıydı? Keşke bu soruya tarlada çalışan ırgatlar, işsizler, yoksullar yanıt verebilseydi? Muhafazakarlıktan söz ettik ya… Malum, domuz eti İslâm’da günah. Bunu biliyoruz. Ya, sosyal medyadaki Türkiye’de at ve eşek eti satan 6 il sorusuna ne demeli? İlk sırada Adana geliyormuş. Ardından Sakarya, Antalya, Mersin, Hakkari ve Gaziantep de ardından… Gâvur İzmir dedikleri şehirde ise ne at ne de eşek eti satılıyormuş. Birilerinin dikkatini çekmiştir herhalde. Utanırlar mı acep? Aklıma hemen ‘ Kırık Cam Teorisi’ geliveriyor. 1982’de ortaya atılan’ Broken Windows Theory ‘ Bilindiği gibi, bu teoriye göre minik hırsızlıklar, duvar yazıları, sokak/ cadde düzensizlikleri, sıfır müsamaha, bir binadaki kırık camlar gibi görüntü ve sırıtkanlıklar eğer önlem alınmazsa daha da artıyor. Kırık camlı binaya bir taş daha atılıyor, duvara yazılmış bir yazı hemen silinmezse ertesi gün o duvara daha başka yazılar yazılıyor. Birisi turnikeden atlayarak geçiyorsa diğerleri için bu örnek oluşturabiliyor. Vs. vs. vs. vs. Mini mini yanlışlara, plansız düzensiz kentleşme örneklerine, mini saldırılar ve kavgalara, küçük suçlara karşı sıkı denetim getirilmezse inek hırsızlarına, evlat katillerine gün doğuyor anlayacağınız. Bu pisliklere karşı önlem alınmazsa ortalık Dingonun ahırına dönüyor. Kolay kullanışlı tipler için Türkiye cennet oluyor. Ülkeyi yönetenlerin kullandıkları dil, kolay kullanışlılar için ‘’ Haydi görev başına! ‘’ talimatı mı oluyor diye düşünüyor insan ister istemez.